“Postmodern darbe” olarak isimlendirilen 28 Şubat sürecinde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde (YYÜ) diş hekimliği yapan 51 yaşındaki Gülen Kaptanoğlu’nun, kıyafeti ve başörtüsü nedeniyle ihraç edildiği misyonuna geri dönebilmesi 20 yılına mal oldu.
Türkiye demokrasi tarihinin “kara lekesi” 28 Şubat 1997’de yaşadıkları hafızasında makus bir anı olarak kalan Kaptanoğlu, 3 yıldır diş tabibi olarak çalıştığı Van YYÜ’den ihraç edilmesine giden süreci ve o periyotta şahit olduğu acı olayları AA muhabirine anlattı.
Kaptanoğlu, İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini 1989’da kazandığını belirterek, üniversite yıllarında başörtüsüyle ilgili sorunların yeni yeni ortaya çıkmaya başladığını söyledi.
Üniversitedeki derslere başörtüsüyle, kliniklere de yalnızca beyaz eşarpla girebildiklerini lisana getiren Kaptanoğlu, “Hastaları o halde görebiliyorduk. Mezuniyetimizden 2 yıl sonra arkadaşlarımız kliniklere eşarplı da kabul edilmediler. 1994’te mezun olduktan sonra Van YYÜ’de diş tabibi olarak vazifeye başladım. 6 yıl çalıştım. Üniversiteden ayrılma sebebim başörtüsünden ötürü oldu. Yoksa misyonuma devam edecektim.” dedi.
“Başörtümü çıkarıp çalışmayı düşünmedim”
28 Şubat sürecinde Van YYÜ’deki çalışan başörtülülere yönelik soruşturmaların açıldığını hatırlatan Kaptanoğlu, şunları kaydetti:
“Ocak 2000’den itibaren başörtüsüyle çalışamayacağımız, bu formda misyona devam edemeyeceğimiz beyan edildi. Bu süreçte muhakkik olarak tıp fakültesinden bir hocayı tayin ettiler. Bizimle daima diyalog halindeydi. Yapılan soruşturmaların adil olmadığını kendisi de tekraren tabir etti. Kelamlı ve yazılı savunmalarımız alındı. Hiçbir halde başörtümü çıkarıp çalışmayı düşünmedim. Başörtümüzü kamu nizamını bozan ve teröre sebep olan bir hususla ilişkilendirerek misyonumuza son verilmesi çok acıtıcı oldu. Başörtünüzle çalışırken kamu tertibini nasıl bozabilirsiniz? Terör örgütüyle nasıl bir münasebetiniz olabilir? Bu kabul edilemez. Daha sonra da misyonumuza son verildi.”
“İnancımızdan taviz vermeden misyonumuzdan ayrıldık”
Kaptanoğlu, çok güç, yıpratıcı ve üzücü bir süreç yaşadıklarını söz ederek, 28 Şubat sürecinde mağdur olan birçok hemşirenin, uzun müddet işsiz kalan arkadaşlarının olduğunu aktardı.
Kendisine bir muayenehane açarak çalıştığını kaydeden Kaptanoğlu, şöyle konuştu:
“Hak arayışında bulunmadık zira tüm yollar kapanmıştı. Yönetmelikler çalışmamıza engeldi artık. Yapabileceğimiz bir şey yoktu. Mevcudu mecburen kabullenip inancımızdan taviz vermeden misyonumuzdan ayrıldık. Beni en çok üzen şey 20 yıl sonra üniversiteye döndüğümde birlikte çalıştığım ve benden yaşça küçük arkadaşların akademik unvanları var. Birçoğu uzmanlık yapmış. Şu an doçent konumundalar. Vazifeden atılmamış olsaydım uzmanlık yapma bahtım olabilirdi. Şu an yalnızca diş doktoru olarak vazife yapmak beni üzüyor. Bu çok can acıtıcı, üzücü bir durumdu. Türkiye’nin bir daha bu türlü acıları yaşamamasını diliyorum.”